Elazığ Anadolu Haber

      Bunların yanına isterseniz mahalle muhtarlarını da ekleyebilirsiniz. İcraat makamı, mahalle ile kurum arasında köprü görevi üstlenen seçilmiş kişi.

      Yıllar önce ikametgâh ve nüfus ilmühaberi gibi belgelerin mühür ücreti karşılığı alındığı kurum. Şimdilerde hiçbir işi olmayan sorumluluğu kalmayan, sadece maaş alan seçilmişler.

      Belediyelerde asaleten var olup makamı vekâleten yürütülenler. Bankamatik personelleri. Maaş bordolarında adı olup çalıştığı birimi bilmeyen ve yapacağı işten haberi olmayanlar. Daha öncesinde Elazığ belediyesinde bankamatik personeli olarak maaş alıp başka şehirlerde yıllardır ikamet edenler. Allah hesabını sorar elbet, bugüne kalır yanına ve yarına kalmaz diyoruz.

     Binlerce vasıfsız işçi, memur. Bendensin ya da adamı olana açılan kapılar, vasıflı gençlere ters çarpan suratlar. Parklarda bahçelerde gününü gün eden personeller.

     Makamları madama çevirenler görmedikleri ikramlarla karşılaşınca kendilerini bir anda Mücevher sandığında görmeye başlamışlar. Makamlara hizmetliler yetmedi makam araçları, hizmete amade personeller. Kendi araçlarını kiralama şirketlerinden talep edip çarkı feleği iki defa çevirme şansı yakalayanlar. Al birini vur diğerine.

      Yetmez, tahsis edilen makam araçlarını aile gezmelerinde, düğünlerde, pikniklerde, okul servislerinde, çarşı pazarda ekmek elden su gölden misali kullananlar sizin de yanınıza kalmaz.

      Ahbap çavuş ilişkisiyle her türlü çıkarı helal zannedip, emeksiz kazananlar, yolda yürümesini bilmeyenlere, vasfı sıfırın altında olup, bilgi beceriden nasibini almayanlara verilen imkânlar size de kalmaz.

      Tarım il müdürlüğüne bakın bakalım üç kişinin çalışacağı yere 13 kişi nasıl ikamet etmiş. İş yok, emek yok, düşünce yok, proje yok, üretkenlik yok. Otur bahçede yap dedikodunu gelsin çaylar, dillere de maaşlarına gelecek zamlar.

      Bir tek Tarım il müdürlüğümü böyle, elbette ki hayır hangi kurumun kapısını çalarsanız çalın çalışan iki kişi yerinde olmayan yedi kişi.

DSİ. Bakın isterseniz, futbol ve kapalı spor salonunun yerine yapılan lojmanlar, yen, il ve bölge müdürlüğü binaları savurganlığın tepe noktası olurken, tolu raflarda şehrin su problemine çözüm olacak projeler kaderine terk edilerek çürümeye bırakılmış. Göletler, kuzova, uluova sulama projeleri her dönem seçimlere malzeme olurken somut hiçbir işin yapılmamış olması şehre verilen değerin nerelerde olduğunu göstermektedir.  

      İşe girerken bin tane el öpen, bir o kadar torpil arayan adamın görevi 100 metrekarelik bir yerin çöplerini toparlamak ama yaptığı yarım yamalak. Buldu mu bir ağaç gölgesi babayiğitsen söylersin kalk ta işine bak, tırs gelir vız gider ötesi.

      Kısaca almış başını gidiyor bir vurdumduymazlık. Vatan millet kimsenin umurunda değil. Haram, hak, adil, hukuk unutuldu bu âlemde zannetmesinler ki kurtuluş iki metrelik kefende.

  Valilik makamı tarafsız ve şehrin en büyük makamı olurken şimdi atanmış siyasetçiden farkı kalmamış. Muhalefet bir partinin şehir için çakılan bir çivisinde rapor alıp kayıplara karışanlar bir yana,  Fetö terör örgütünün zamanında kucağına oturanlar, vatanı canından çok sevenlerin önünde bayrağı ilk tutanlar olmuş bir anda.

      Yazık, gerçekten yazık, dümeni rahat olanlar, uydurma ve kaydırmayla gününü gün edenler, erişemeyeceği koltuklara haddi olmadan oturanlar, çıkar ve menfaat dünyasına mağlup olanlar, doldurduğu çuvalın bir gün altında kalıp ezileceğini düşünmeyenler, sizler için üzülmemek elde değil. Ölüm yaklaşınca dua istersiniz, hazineyi görünce kırk yıl daha yaşayacağınızı zannedersiniz.

Anadoluhaber/Mehmet DUMAN