Telefon
WhatsApp
3 Mayıs

       Anadolu Haber sitemizin değerli okuyucuları 3 Mayıs Türk milliyetçiği ülküsüne, Türklük düşüncesine Türkiye Cumhuriyeti rejimine ve Atatürk düşmanlarına karşı her cephede yapılan bir mücadele…

 Bedel ödeyerek bu idealleri zinde ve ayakta tutma hareketi, bu hareketi gelecek nesillere taşıma kapısıdır.

 Baş kahramanı Hüseyin Nihal Atsız ve onun birbirinden değerli vatansever arkadaşlarıdır.

 H. Nihal Atsızı tanımlarken üç önemli özelliğini belirtmek gerekmektedir.

 Atsız büyük bir mücadele insanıdır, hayatı boyunca verdiği savaş onun nedenli savaşçı bir insan olduğunun kanıttır.

   O büyük bir sanatkardır. Atsız’ın yazdığı hala günümüze kadar dengi olmayan romanları ve şiirleri sanatkarlığının dışa vuran vitrinidir.

   Önemli bir bilim insanıdır. Türk dilcisi ve tarihçisidir.

   Atsız bir gün kendine neden ATSIZ soyadını aldığını soranlara; Türklerde ad almak için bir kahramanlık yapmak gerektiğini söylemişti, gelecek nesillerinde soyadını hak etmelerinin gerektiğini belirtmiştir.

   İleri görüş sahibi Adsız ülkedeki ihanet çemberini fark etmiş buna karşı genç yaşta verdiği mücadeleyle Türk’e ve Türkçülük davasına gelecek zararların, rejimin yıkılması ve sosyalist komünist yapının ülkeye gelmesinin önüne set çekmiştir.

   Bu vatanı komünizme ve sosyalizme yamamaya çalışanlara ve onlara yandaşlık yataklık yapmaya uğraşanlara karşı bayrak açmış köreltilmeye çalışılan Türklük duygularını yeniden yeşertmiştir.

   Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden çok kısa bir zaman sonra ikinci dünya savaşının başlaması ile Türk devletinin savaştan uzak kalma çabaları başarısızlıkla yönetilmiştir, savaşın ilk dönemlerinde Stalingrada kadar ilerleyen Almanların başarısı ile Almancı bir siyaset izleyen hükümet Almanların geri çekilmesi ve Rusların Berlin’e kadar gelmesi ile Rusçu politikalar izleyerek gereksiz işgüzarlıklar içine girmiştir.

   Rusların işine gelmeyen Turan ülküsü idealistlerine karşı bir cadı avı başlatılmıştır  

   1942 yılında millet meclisi kürsüsünde Türk ve Türkçü olduğunu Türkçülüğü bir kan meselesi olarak gördüğünü belirten Başbakan Şükrü Saraçoğlu’nun bu beyanı Atsıza Başbakan’a ülkede rejimi yıkma amacıyla komünizm propagandası yapan birtakım insanların hükümet tarafından korunup kollandığı yönünde mektuplar yazma ihtiyacını hissettirdi ve tedbirler alınması için uyarılarda bulundu.

   Orhun dergisinde yayınlanan bu birinci mektubun dikkati alınmaması üzerine ikinci mektubu yazarak devlet içinde ihanet çerçevesinde olanların isimleri belirtildi.

   Orhun yayınları nedeniyle kapatıldı, Hasan Ali yücel ve Nazım Hikmet in kışkırtmaları ile Sebahattin Ali ye dava açtırıldı. İkinci duruşmasında H. Nihal Atsız’ın altı ay hapis cezasına çarptırılması ile Cumhuriyet Tarihimizin ilk Nümayiş’i gerçekleşti ve Ankara adliyesinden on bine yakın genç Ulus meydanına yürüdü Hükümeti istifaya davet eden sloganlar atıldı, polisin sert müdahalesinden sonra 165 genç tutuklandı  bunu sinesine çekemeyen Milli şef  19 mayısta yaptığı konuşmalarda ‘’Turancılar Türk Milletini bütün komşuları ile onarılmaz bir siyasetle derhal düşman yapmak için bir tılsım bulmuşlardır bu kadar bilinçsiz ve vicdansız bu bozguncuların yalan dolanlarına Türk milletinin mukadderatını kaptırmamak için elbette Cumhuriyetin bütün tedbirlerini kullanacağız.’’ Aynı konuşmanın devamında ‘’Milli Kurtuluş savaşı sona erdiğinde tek dostumuz Sovyetlerdi. Ülke sınırları dışındaki Türkleri birleştirmek gibi bir amacımız yoktur’’ dedi ve Türk milliyetçilerini sorumlu tutarak hedef gösterdi, çoğu birbirini hiç tanımayan ayrı şehirlerde yaşayan Turancıları bir bir tutuklatarak Emin önündeki Sansaryan hanında akıl almaz işkencelere tabi tuttu.

   Bu rahatsızlık ile başlatılan Türkçü Turancı avında elit insanlardan oluşan Türkçüleri sindirme hareketiyle tutuklanan H. Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Alparslan Türkeş, Zeki Velidi Toğan, Necdet Sancar, Fethi Tevetoğlu, Hasan Ferit Cansever, Samet Ağaoğlu, Peyami Safa, Ali İhsan Sabis, Fikri Sebetoğlu, Sait Bilgiç, Hüseyin Namık Orhan, Hüsnü Erkilet, Nihat Sami Banarlı, Mehmet Küllahlıoğlu, Orhan Şaik Gökyay, Hikmet Tanyu, Zeki Sofuoğlu, Hamza Sadi Özbek Sansaryan hanındaki işkence odalarında, tabutluklarda tepelerinde 150 mumluk ampuller yakılarak, tırnakları çekilmeye teşebbüs edilerek, lağım fareleri üzerlerine salınarak işkence gördü Reha oğuz Türkkan bu yüzden bir gözünü kaybetti.

   7 Eylül 1944 de başlayan 23 sanıktan oluşan dava 29 Mart 1945’e kadar devam etti, Duruşmanın hâkimin taraflı ve savcının Hükümet yanlısı tüm iftiralarına karşı dik duruş sergileyerek fikir ve düşüncelerini mahkeme önünde sergilemeye devam ettiler. Türk dünyasının hayal değil tarihi ve kültürel bir gerçek olduğunu, Turancılığın suç sayılamayacağını, iddianın hukuki dayanağının bulunmadığı, siyasi olduğunu detaylı bir şekilde anlattılar.

   29 Marttaki son duruşmada mahkeme 23 sanıktan 13 üne beraat verirken Nihal ATSIZ,

 Zeki Velidi TOĞAN, Alparslan TÜRKEŞ, Necdet SANCAR,Hasan Ferit CANSEVER inde içinde bulunduğu on kişiye üç ila on yıl arasında değişen cezalar verildi karar sonrasında itirazlarla dava askeri mahkemelere taşındı 26 ekimde yapılan duruşmada mahkeme heyeti kararı bozdu iktidarın etkisine kapılmadan tüm sanıkların derhal tahliyesine karar verdi.

   İnönü iktidarı gençliğin milli duygularını ifadeye çalışmasından ibaret olan bir gösteriyi ilk günden başlayarak hükümeti yıkmayı amaçlayan bir suç örgütünün düzenlemesi olarak tanımladı.

   Cumhurbaşkanının, çevresinin, ve gazetelerin Türkçülüğü ve bir gurup milliyetçi aydını peşinen suçlu ilan etmesinin devlet bürokrasindeki ve milli eğitim kurumlarındaki psikolojik etkisi yargı kararına rağmen giderilemedi, Türk milliyetçiliğine karşı olan kozmopolitler liberaller, solcular etnik bölücüler ve siyasal İslamcılar her fırsatta aynı suçlamaları yapmaya milliyetçileri kamusal alanların dışına itmeye devam ettiler.

   1944 deki hükümetin Irkçılık-Turancılık dediği, bizim TÜRKÇÜLÜK-TURANCILIK dediğimiz davanın üzerinden 47 yıl geçtikten sonra Sovyetler birliği dağılmış, Türkçülerin Turan rüya değil iddiası doğrulanmıştır. Maalesef izlenen hatalı siyasetlerle Turanın kapılarının açılması yolunda gerekli hızlı ve kalıcı hamleler yapılamamıştır.

   3 Mayıs Milliyetçiliğin ayaklar altına alınmasına müsaade etmeyen bir direniş, diriliş ve şahlanış günüdür,’’ Gaflet, delalet hatta ihanet ‘’içinde memleketi idare edenlere dur dediği gündür.

   Türkün kendi çıkarını düşünmeden makam mevki peşinden koşmadan milli inancını haykırdığı gündür.

   ‘’3 MAYIS KUTLU OLSUN, NE MUTLU HER KOŞULDA TÜRKÜM DİYEBİLENE’’ Selam ve saygılarımla.

Vahit DABAK

 

  

  

 

Anasayfa Reklam Alanı 1 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Puan Durumu

 OGBMAYAVP
1.GALATASARAY A.Ş.32265182315183
2.FENERBAHÇE A.Ş.32236380324875
3.REEDER SAMSUNSPOR331761050381257
4.BEŞİKTAŞ A.Ş.321510749321755
5.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ32156115445951
6.İKAS EYÜPSPOR33148114941850
7.GÖZTEPE A.Ş.3212101053401346
8.TRABZONSPOR A.Ş.3212101053401346
9.KASIMPAŞA A.Ş.32101395456-243
10.TÜMOSAN KONYASPOR33127144145-443
11.ONVO ANTALYASPOR32127133555-2043
12.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş.32126144145-442
13.BELLONA KAYSERİSPOR321011114050-1041
14.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş.32124163850-1240
15.CORENDON ALANYASPOR3298153748-1135
16.NET GLOBAL SİVASSPOR3397174457-1334
17.SİPAY BODRUM FK3297162437-1334
18.ATAKAŞ HATAYSPOR3247213566-3119
19.ADANA DEMİRSPOR A.Ş.3224262879-51-2

Elazığ Nöbetçi Eczaneler

E-Bülten Aboneliği