AİLEDE KADIN VE KADINA ŞİDDET
AİLEDE KADIN VE KADINA ŞİDDET
Bugünkü yazımızın öznesi KADINLARIMIZ
Günümüzde yazılı ve görsel medyayı takip ettiğimizde her gün kadına şiddet ve kadın cinayetleri ile karşılaşıyoruz. Fizyolojik olarak zayıf olan kadınlarımızı Hz. Muhammed (S.A.V) efendimizin Veda Hutbesinde son mesaj olarak kadının haklarına özel bir vurgu yapmıştır. Bu hutbe İslam’ da toplumsal adaletin ve eşitliğin önemini ortaya koymaktadır. Efendimiz (S.A.V)’in bu hutbesi bir dini metin değil, evrensel insan hakları açısından da önem taşır.
Allah (c.c) kadınlarla ilgili birçok ayet gönderdi. Bu ayetlerin içinde olduğu sure de kadına nispetle, imtihan edilen kadın anlamında Mümtehine adını aldı. Kur’an’ın en uzun surelerinden biri kadınlar anlamına gelen Nisa suresi oldu. Kadın Kur’an’ da melike (Kraliçe) oldu sorgulanmaksızın, övgüye layık Meryem oldu, Asiye oldu…
Kur’an-ı Kerim kadın konusunda getirdiği hükümlerin önünü açık bırakmıştır. Hz. Peygamberin sünneti de bu konuda nasıl bir mesafe kat edilmesi gerektiğine dair mühim bir yol haritası olma özelliğine sahiptir. Ahlaki bir tutumun kalıcı olarak yerleşmesi için uzun ve çaba gerektiren bir süreç gerekmektedir.
Allah Resulü’ nün ahlakını içselleştirme yolundaki sıkıntılarını Hz Ömer’in (R.A) oğlu Abdullah şöyle ifade etmiştir; “Biz Peygamber (s.a.s) zamanında hakkımızda vahiy indirilir korkusuyla, hanımlarımıza kaba davranmaktan ve onları incitici söz söylemekten çekinirdik. Ama Efendimiz (s.a.s) vefatından sonra aynı duyarlılığı gösteremez olduk.” demiştir.
Bir ailenin kurulmasından bahsederken, eş olmanın fiziksel olduğu kadar zihinsel ve duygusal bir tamamlanmaya, beslenmeye ve desteklenmeye işaret ettiği mutlaka dile getirilmelidir. Nikâhla birleşen yollar her ne kadar bir aile kurulduğuna şahitlik etse de, aile kurmak kadar ‘aile olmak’ da önemlidir.
Sosyal ve kültürel değişimlerin, ekonomik ve teknolojik gelişmelerin hızla yaşandığı günümüz dünyasında ailenin karşı karşıya kaldığı problemler her geçen gün daha karmaşık bir hâl almaktadır. Göç, işsizlik, terör ve savaş, doğal afetler, bilişim suçları, ahlâki erozyon gibi birçok bileşen, aile için zorlu bir tablo oluşturmaktadır. Ama böyle bir tablo karşısında yapılabilecek en kötü şey ümitsizliğe düşmek ve aileyi yalnızlığa terk etmek olacaktır.
Yapılması gereken, çevremizde yaşanan her türlü değişim ve etkileşimi itina ile incelemek, aileyi olumsuz etkileyenleri erken fark ederek önlem almak ve genç-yaşlı, kadın erkek demeden bütün aile bireylerini güçlendirmektir
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair çıkan 6284 sayılı Kanunun amacı “Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan; Kadınların, Çocukların, Aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.”
Bu tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemeye rağmen aile içi şiddet mağdurlarına karşı etkili ve nihayetlenmiş bir mücadele gösterememiş korunan kişiye karşı şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunanlara karşı etkin olamamanın teessürü içerisindeyim.
Son söz olarak; Peygamber Efendimizin (s.a.s) “Kişinin imtihanı ailesi, malı, nefsi, çocuğu ve komşusu iledir.
Kadınları ve çocukları canice katledilmeyen bir dünya dileğiyle…
Esen kalınız.
Fahrettin ÇAKILCIOĞLU
0 Yorum