Telefon
WhatsApp
Kurban Bayramının Ardından

      Öncelikle Başta Memleketimin insanı olmak üzere Müslüman âlemi için kurban bayramının Dünya barışına vesile olmasıyla birlikte, Rabbim her türlü afetten, kazadan beladan korusun dileklerimle birlikte sağlık ve huzur diliyorum.

      Kıymetli dostalar bir bayramı daha geride bırakırken bir sonraki bayramı sabırsızlıkla beklemeye başladığımızı belirtmek isterim. Bu alışılagelmiş cümleyle birlikte bazı gerçeklerinde beynimizin bir köşesinde yer edinmeye başladığını hissetmeyen yoktur aranızda.

       Arife gününden başlayan bayramımızda öncelikle ölmüş ya da gerçeğe giden yolda bizden önce yolculuğa çıkmış geçmişlerimizin mezarlarını ziyaret edip onlarla bayramlaşma geleneğimiz devam ederken gözlerden kaçmayan gerçeğin, gençlerimizin büyük oranda mezar ziyaretleri başta olmak üzere yakın akraba, eş, dost, komşu ve arkadaş ziyaretlerine karşı çekimser kalmaları hatta sıkıldıklarıdır.

       Z kuşağı olarak adını lanse ettiğimiz bu kuşağın ne yazık ki büyük bir kesimi hayatın samimiyet ve sosyal yanını bir kenara iterek gerçeğin internet ve sosyal medyadan ibaret olduğunu düşünmeleri aramızda oluşan mesafeyi açan en büyük etken olmayı başarmıştır.

      Bu durum son dönemlerde öylesine bir hale gelmiştir ki hayatın en tatlı, en anlamlı, en samimi olduğu dönemler olarak bizler geçmişimizi savunurken z kuşağı internetin ya da sosyal medyanın olmadığı bir dönemde hayatın tadı olur muymuş dercesine karşı çıkmaya başladılar.  

      Mutsuzlar, huzursuzlar hayata ve yaşamaya karşı bir çabaları kalmamış gençlerimizin. Kimse gençlerimizi yargılamaya kalktığımızı düşünmesin sakın. Çuvaldızı önce kendimize yönlendirelim bakalım neler yapmışız. Öncelikle onları bizim bu hale getirdiğimiz söyleyebilirim. Efendim biz görmedik ya da biz yaşamadık aman onlar çekmesin, hissetmesin. Arkadaşının aldığı telefonun üst modeli bizimkinde niye olmasın, giydiğinin daha markalısını bizimki niye giymesin. Her şeyin üstünü düşünürken alt katta kimin yaşadığını düşünmedik, görmedik, görmemezlikten geldik. Oysa bizde ayrım yoktu, biz beş yıl boyunca aynı önlüğü okulda giyerken bizden sonra bir başkasına hediye ederdik. Biz üç yıl boyunca aynı ceketi ve pantolonu giyerken bir başkasının giydiği elbiseyi sorgulamadık, markasına bakmadık.  Şimdi bu mutsuzluk öylesine doruk noktaya çıkmış ki gençlerimiz neredeyse hayata gelmelerinin suçlusu olarak anne ve babayı görmeye başlamışlar. Çünkü biz onlara fırsat vermedik. Özgürsün demedik, ustaya götürürken ya da okulda öğretmene teslim ederken eti senin kemiği benim demedik, en iyisine, en güzeline layıksın derken, alamayan arkadaşını düşünmedik,  yarın ben olmazsam ne olacak demedik.

      Dayanışmanın, birlikteliğin, kardeşliğin, Yaradan a itaatin, teslimiyetin ve yakarışın en yüksek seviyede olduğu mübarek günleri geride bırakmaya hazırlanırken, anlamı ve önemi gereği olmayana sahip çıkmanın yanı sıra zekât ve fitrenin yastık altından çıkartılması gereken bayramlarımızı, sadece yazık demekle geçiştiriyoruz. Gıybet olmasın diyerek söz gümüşse sükût altındır diyoruz yine de bir parantez açmadan duramıyoruz.

      Kurban bayramı, kesilen kurbanın ihtiyaç sahiplerine verilmesi, gönüllerin alınması, eşit olarak dağıtılmasıdır diyoruz. Ne yazık ki olmuyor, yerini bulmuyor, kesilen kurbanların kesildikten sonra evlerimize geldiğine şahit olurken ne yazık ki evden çıkıp ihtiyaç sahiplerine gitmediğini görüyoruz. Kurban bayramını kavurma bayramına çevirmişiz, olması gereken işimize gelmiyor.

      Büyüklerimizi, eş dost ve akrabalarımızı bayramdan bayrama görüyoruz demiştik bir zamanlar. Şimdi onu da neredeyse bitirdik, tıpkı düğün davetiyelerinin telefonlarla gönderilmesi gibi. Bırakın binanın dışını aynı kapıyı kullanıp çeşitli katlarda oturan ya da karşı dairede oturan komşuyu tanımaz olur hale geldik. Selamın, muhabbetin, gönül almanın, el öpmenin, baş okşamanın bu kadar sıktığı bir dönem yaşamamıştık.

      Bakın dostlar sokaklarda bayramı en güzel şekilde kutlayan çocuklar bile yok artık. Mübarek günlerde kaç tane çocuk şeker istemek ve bayramınızı kutlamak için kapınızı çaldı. İnanın bir elin parmak sayılarını geçemeyecek kadar az. Hani bayramlarımız çocuklara gelmişti, hani bayramımız gözetme, koruma, dayanışma, sahip çıkma bayramıydı, hani bizim bayramımız dua ve gönül alma bayramıydı. Biz nasıl bu hale geldik, yalan dünya nasıl bizi bu hale getirdi sorgulayan var mı acaba?

     Hani bizim büyüğümüz, bizim mahallemiz,  bizim apartmanımız, sokağımız, eşimiz, dostumuz, akrabamız vardı, ne çabuk unuttuk onları.

Silkelenme, kendine gelme vakti gelmedi mi sizce?

Sağlık ve huzurla kalın.

Mehmet DUMAN

Anasayfa Reklam Alanı 1 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Puan Durumu

 OGBMAYAVP
1.ANTALYASPOR A.Ş.00000000
2.BEŞİKTAŞ A.Ş.00000000
3.CORENDON ALANYASPOR00000000
4.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş.00000000
5.FATİH KARAGÜMRÜK A.Ş.00000000
6.FENERBAHÇE A.Ş.00000000
7.GALATASARAY A.Ş.00000000
8.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş.00000000
9.GENÇLERBİRLİĞİ00000000
10.GÖZTEPE A.Ş.00000000
11.İKAS EYÜPSPOR00000000
12.KASIMPAŞA A.Ş.00000000
13.KAYSERİSPOR FUTBOL A.Ş.00000000
14.KOCAELİSPOR00000000
15.KONYASPOR00000000
16.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ00000000
17.SAMSUNSPOR A.Ş.00000000
18.TRABZONSPOR A.Ş.00000000

Elazığ Nöbetçi Eczaneler

E-Bülten Aboneliği